23 Ekim 2016 Pazar

Müttefikler ve Zimmerit



Normalde zimmerit kullanımının amacı manyetik mayınlardan tankları korumak. Bu amaçla Almanlar bir dönem tüm araçlarını zimmerit ile kaplamışlar. Almanlar 2. Dünya Savaşı'nda bu teknolojiyi kullansalar da Müttefikler bu konu ile pek ilgilenmemişler. Aslında Müttefiklerin Almanlara karşı manyetik bombalar kullandığına dair çok fazla bilgi de yok. İngilizler 1939 yılında Clam bombalarını üretmişler ve Sovyetlere 159.000 tane ihraç etmişler. Ama bu Clam bombalarının savaş esnasında tanklara karşı kullanıldığının çok fazla kanıtı yok. Clam bombaları sadece 227 gram TNT içeren küçük bombalarmış zaten.


Clam manyetik bombalarının ilk örneği Mk.I metal bir gövdeye sahipken Mk.II'de bakalit gövde kullanılmış. Mk.III ise en büyük gövdeye sahip olan bomba çeşidiymiş.

İngilizlerin Zimmerit ile ilk tanışması 1944 yılında olmuş. Bu tarihten önce İngilizler de Ruslar da zimmerit paternini Almanlar tarafından uygulanmış bir kamuflaj şeması zannediyorlarmış. Bu inanışın nedeni ise 1. Dünya Savaşı'nda bu tür doku paternlerinin askerlerin miğferlerine uygulanmasıymış.


İngilizler zimmeritin bir kamuflaj şekli olduğuna inandıklarından kendileri de bu tür bir kamuflaj üretip denemeler yapmaya başlamışlar. O ana kadar ellerinde zimmeritin yapısını araştırabilecekleri materyal olmadığından tankların taretlerinin dış kısımlarına kauçuktan kamuflaj dokusu uygulamaya başlamışlar. Bu amaçla Ağustos 1944'te C filosu, 2. Northant 11. Zırhlı Bölüğü'n Cromwell tankları üzerine zimmerit benzeri kauçuk doku uygulanmış.


Bir kamuflaj uygulaması olarak Zimmerit Mareşal Montgomery'nin dikkatini çekmiş. Mareşal Montgomery mevcut kamuflaj tekniklerine alternatif arayışındaymış. Bu nedenle başarılı bir kamuflajın tankın üzerinde yer alan tüm parlama ve yansımaları alması gerektiği iddiasındaymış. Almanların zimmerit'ine benzer materyallerin üretimi konusunda emirler yağdırmış.


İngilizler Ağustos 1945'te Almanların zimmerit depolarına ulaşmışlar. Bu andan itibaren de yeni araştırma ve uygulamalar başlamış hemen. Fakat daha zimmerit depolarına ulaşmadan önce Ram Sexton, Churchill ve Cromwell tanklarından birer tanesi üzerinde kendilerince zimmerit denemeleri yapmışlar.


Ram Sexton tankının üzeri sıkıştırılmış samandan yapılan bir madde ile kaplanmış. Sonrasında tankın başka bir bölümü ise odun-yün karışımı ile kaplanmış. Muhtemelen bu maddeler alkol ile karıştırılarak tankın üzerine sürülmüşler. Alkol uçtuğunda da madde kolayca tankın üzerinde kurumuş. Uygulama esnasında silindir bir fırça kullanılmış. Bu silindirin üzerinde çıkıntı ve boşluklar varmış. Böylece tankın üzerine sürüldükçe karakteristik zimmerit şekli ortaya çıkıyormuş. Eğer karışıma çok fazla alkol katılırsa yüzey çok parlak olabiliyor veya kırılıp pullanabiliyormuş.


Nisan 1945'te İngilizler kendi zimmeritleri uygulanmış araçlarını savaşa sürmüşler. Lastik benzeri kıvamda olan karışım sprey tabancalar ile araçların üzerine uygulanmış. Bunun yanında mala ile de şekil verilmiş. Tüm bu uygulama 80 saat alıyormuş. Bu süreci kısaltmak amacıyla alkol karışımda kullanılmış ama çok da faydalı olmamış. Karışımın kuruması yine de 2 gün almış. Tüm yapılan denemelerde en uygun materyalin sıkıştırılmış saman olduğuna kanaat getirilmiş.


Bir Cromwell tankını boyamak için 279 kilo malzeme gerekiyormuş. Churchill tankı için 305 kilo materyal harcanmış. Churchill tankı 2.5 günde kurumuş ve 95 saatte ancak boyanmış. Ram Sexton ise 203 kg materyal ile 52 saatte boyanmış ve 1.5 günde kurumuş. Tüm araçlar kuruduktan sonra yapılan değerlendirmelerde kamuflajın başarılı olduğu kanaatine varılmış.


Zimmerit uygulandıktan sonra tanklar siyah ve sarımsı yeşil renklerde ikili kamuflaj şemasında boyanmışlar. Bu haldeyken araçların hiç parlama yapmadığı ve arka planda yer alan bina v.b. yapıların arasında tamamen kaybolduğu görülmüş.


Savaşın sonlarına doğru İngilizlerin eline 100 ton Alman zimmeriti geçmiş. Bu ele geçen materyal üzerinde çalışmaya başlamışlar. Ama tek bir hata yapmışlar zimmerit denen malzemenin C.W. Zimmer firması tarafından sağlandığını ortaya çıkartamamışlar. Zimmerit üzerinde çalışmalar yaptıklarında bu maddenin çok güzel kamuflaj sağladığı halde manyetik bombalara karşı istenildiği kadar etkin olmadığını saptamışlar. Bunun yanında zimmerit ile kaplı araçların alev makinesi ile ısıya maruz kaldığında aşırı ısınmadığını görmüşler. Aynı deneme zimmerit uygulanmayan araçlara yapılmış ve ortaya çıkan ısının mühimmatta patlamaya neden olabileceğini bulmuşlar.


Bu arada savaş bitmiş ve elde kalan zimmerit malzemeleri Japonlara karşı kullanılmak üzere Avustralyalılara gönderilmiş. Ama o arada Pasifik Savaşı da bitmiş ve Avustralyalılar da bu garip maddeden hiç kullanmamışlar. Sonunda bu madde heba olup gitmiş.


22 Ekim 2016 Cumartesi

Panzerkampfwagen Holzgas



Bildiğimiz gibi 2. Dünya Savaşı "Makinelerin Savaşı" olarak da adlandırılır. Almanya'nın savaşın başlarındaki başarısı da motorize birimlerinin kuvvetine dayanıyordu. Fakat ne zaman ortaya bezin sıkıntısı çıktı ve eskisi kadar kolay benzin bulamaz oldular Alman mühendisler yeni arayışlara başladılar. Bir grup Alman bilim adamı sentetik yakıt yapmak amacıyla çalışmalara başladılar. Bu amaçla da Almanya'da çok fazla bulunan linyit kaynaklarını kullanmaya karar verdiler. 

Sentetik yakıt yapımı çok komplike ve pahalı bir süreçti. Bunun yanında tank mürettebatlarını da bu yakıtın kullanımı konusunda eğitmek de zaman alacaktı. Bu süreci kolaylaştırmak amacıyla Fischer-Tropsch tarafından bulunan bir yöntemi araçlarda kullanma kararı alındı. Bu yöntem ile katı bir karbon kaynağından elde edilen gaz sıvılaştırılarak sentetik yakıt elde edilmesi sağlanıyordu. Ben bir şey anlamadım. Muhtemelen siz de anlamayacaksınız ama ben yine de paylaşayım. 

Bizim Fischer-Tropsch süreci:


Bu yöntemi kullanmak işleri çok kolaylaştıracaktı. Çünkü araçlarda kullanılan mevcut tesisatlar bu yöntemle elde edilen yakıtı kullanmaya uygundu ve ek bir düzenleme yapmaya gerek kalmayacaktı.


Şimdi bu resmi neden koydum, nası koydum? Bu aracın plakasında yer alan RW harfleri aracın "Reichswehr" üyesi olduğunu ve 1933 yılından önce üretildiğini gösteriyor. Reichswehr Nazilerden önceki Alman Ordusu'nun adı. Yani bu yöntemi Alman bilim adamlarımız Nazilerden de önce denemeye başlamışlar. Araca şu anda o abi nasıl bir karbon kaynağı ekliyor bilmek mümkün değil ama tahminen odun olduğu düşünülüyormuş. Yani Almanlar odundan sentetik yakıt yapmaya o dönemde başlamışlar.

Her ne kadar 1938 öncesinde de tanklara gaz jeneratörleri eklemek ile uğraşılsa da asıl çalışmalar 2. Dünya Savaşı başladıktan sonra hızlanmış. Maalesef bu çalışmaların yapıldığı yer ise Auschwitz bölgesiymiş. Hani şu toplama kampı olan ve insan üzerinde yapılan deneylerin gerçekleştirildiği yer işte Auscwitz.

Sonuç olarak ortaya Pz. 1 Holzgas çıkmış:




Sonrasında ortaya o zamanların en etkileyici tankı olan Pz. 2 Holzgas çıkmış:




Küçükken annemin bizi yıkadığı odun kazanlarına benziyor. İşte biz o aygıtlarla duş alırken Almanlar tank yürütmüşler.

Bir süre sonra Çeklerden aşırdıkları LT vz.38 ya da bildiğimiz adıyla Pz.38 (t) tanklarına sistem eklenmiş:



Ne zaman bizim bu hafif tanklar artık savaşta işe yaramaz hale gelmiş doğal olarak eğitim amaçlı kullanılmaya başlanmışlar. Bir kısım Pz 1c Holzgas tankları tatbikatlarda kullanılmak amacıyla M-4 Sherman taklitlerine çevrilmişler:


Yerdeki ölü taklidi yapan asker çok başarılı.

Yine bu taklit tanklar ile yaşlılardan oluşan "Volkstrum" askerlerine şehir savunma savaşı eğitimi verilmiş:


Bundan sonra işler gerçekten ilginçleşiyor. LPG ile çalışan Pz IV'ler:


Ben de LPG ile çalışan ilk Alman benim babamın Opel Zafira'sı sanıyodum. Meğer bu Pz. IV bile LPG'Liymiş:


Yok artık diyorum ve LPG ile çalışan Tiger I'e hayret ediyorum:




ve yine Propan ve butan karışımı ile çalışan başka bir Tiger I. Bu tanklardan 5 tanesi eğitim amaçlı kullanılıyormuş:



Sıvılaştırılmış metan ile çalışan Pz V Panther. Metanı muhtemelen tank mürettebatının barsakları üretiyordu:






Bizim SPG Marder olmuş LPG Marder:


Danimarka'da direnişçiler tarafından ele geçirilmiş bir gaz ile çalışan PZ II:



Gaz ile çalışan bir BTR Hanomag. Bu araçlar çok değerli olan benzini harcamamak için eğitim amaçlı olarak kullanılmışlar. Yokuş yukarı çekmiyodur heralde. 



Yine tareti Pz III gövdesi Pz I olan garip bir gazlı tank:


Savaş sonrasında tüm bu teknoloji Amerikalıların eline geçiyor ve Almanlardan aşırıldığı unutularak gelip bizim araçlarımıza kadar ulaşıyorlar. Her yerde gördüğümüz LPGli araçların atalarını tanımış oldunuz.


21 Ekim 2016 Cuma

Borgward B IV [Sd.Kfz. 301]

Elefant/Ferdinand hakkında okuduğum bir kitapta adına rastladığım bu araç ilgimi çekti. Ben de sizinle paylaşayım dedim. Aracımızın adı Borgward IV, Alman resmi yazılarındaki adı ise Schwerer Ladungsträger Borgward B IV (ağır patlayıcı taşıma aracı Borgward B IV), bir diğer adıyla Sd.Kfz. 301. Bu araç uzaktan kumanda edilebilen bir patlayıcı taşıyan saldırı aracı. 


2. Dünya Savaşı boyunca Almanlar bildiğimiz gibi bir şeyler icat edip durmuşlar. Bunlar arasında uzaktan kumanda edilen patlayıcı ile saldırı araçları da var. En çok bilinenleri tabii ki Sd.Kfz. 302/303a/303b Goliath. Bunun yanında Sd.Kfz. 304 Springer ve Sd.Kfz. 301 Borgward IV araçları da zamanında Almanlar tarafından kullanılmışlar. Goliath ve Springer içlerinde bulunan patlayıcılar ile beraber patlayarak yok olurken Borgward IV taşıdığı sandığı bırakıp kaçabilen bir araç olarak tasarlanmış.


Daha önce görmemiş olanlar için Goliath:


Aslında Borgward IV öncelikle mühimmat taşıyıcı olarak tasarlanmış. Fakat bu konuda hiç bir işe yaramadığı görülünce başka bir yerde kullanalım diye düşünülmüş. Sonrasında mayın temizleme aracı olarak kullanılmaya başlanmış. Bu sefer de mayınlarla beraber havaya uçmuş ve tek bir mayın için feda edilemeyecek kadar pahalı bir araçmış. Fransa Savaşı esnasında 1. Panzer Bölüğü'nde görevli Alman mühendisler 10 tane Panzer I Ausf. B tanklarına zaman ayarlı bombalar yerleştirmişler ve bu patlayıcıları düşmanın sığınaklarının yakınlarında patlatmışlar. Bombalar zaman ayarlı olduğundan tanklar patlama olmadan önce sığınak yakınlarından rahatlıkla kaçabilmişler. Bu tecrübeler merkezdekilerin dikkatini çekmiş ve Borgward IV için çalışmalara başlanmış. İlk araç 1942 yılında Alman Ordusuna teslim edilmiş. 


Borgward IV hepimizin adını duyduğu Goliath'a göre daha fazla patlayıcı taşıyabiliyormuş. Bunun yanında Goliath bir kablo ile yönetilirken Borgward IV ise uzaktan kumandalı radyo vericisi ile kontrol ediliyormuş. Radyo vericisi ile kontrolör tarafından ilerle, dur, sağa dön, sola dön, hızlan, yavaşla, ileri, geri, ateşle, bırak ve sis bombası at komutları verilebiliyormuş.


Borgward IV saldırı öncesinde sürücü tarafından hedefe yakın bir yere kadar sürülür ve sonrasında sürücü araçtan inermiş. Araçtan inerken kendi etrafında olan zırhı indirir ve radyoyu korumak için radyonun etrafına yerleştirirmiş. Sonrasında araç radyo ile kontrol edilerek hedefe kadar ilerletilirmiş. Aracın maksimum hızı 38 km/h'miş. Hedefe varıldığında saldırı öncesinde 500 kilo patlayıcı içeren bölme araçtan ayrılırak hedef yakınlarında bırakılırmış. Bomba bırakıldıktan sonra araç zarar görmeyeceği bir yere uzaklaşıyormuş. Aslında Borgward IV sürücüleri hedefe yaklaşana kadar fark edilirlerse saldırı altında kalıyorlarmış. Aracın çok zayıf zırhı nedeniyle de genelde saldırılardan kurtulma imkanları olmuyormuş.


Borgward IV'ten 3 farklı modelde üretilmiş: Ausf. A, Ausf. B ve Ausf. C. Borgward IV Ausf. A; ilk olarak seri üretime giren modelmiş ve 49 beygir gücünde su soğutmalı dizel bir motora sahipmiş. Bu modelden Mayıs 1942 ile Haziran 1943 arasında 616 tane üretilmiş.


Haziran 1943 sonrasında Borgward IV Ausf. B üretimine geçilmiş. Bu araçtan radyo anteni kaldırılmış ve daha iyi bir radyo ekipmanı araca monte edilmiş. Kasım 1943'e kadar bu araçtan 260 tane üretilmiş.



Son olarak ise Borgward IV Ausf. C üretimine başlanmış. Bu modelde aracın uzunluğu artırılmış ve ağırlığı da artmış. Daha önceki modellere göre daha kalın bir zırh eklenmiş. Araca yeni paletler monte edilmiş ve sürücü koltuğu sol tarafa alınmış. Yine aracın motoru 78 beygirlik 6 silindirli bir motor ile değiştirilmiş. Bu araçtan Eylül 1944'e kadar 305 tane üretilmiş. 


Yine bu araçların bazılarına su üzerinden hedeflerine ulaşabilmeleri için amfibik parçalar eklenmişler.


Yine bazı araçlara hedefi izleyebilmek amacıyla televizyon kameraları da eklenmiş. Bu kameraların görüntüleri televizyon ekranından izleniyor ve aracın hareketi takip ediliyormuş. Aşağıdaki resimde Hitler kamera içeren bir Borgward IV aracını kontrol ediyor.


Bu araçların Müttefikler'in eline geçmesi kesinlikle istenmiyormuş. Bu amaçla eğer düşman eline düşme tehlikesi varsa aracın yok edilmesi emredilmiş. Yine de Amerikalılar bu aracı ele geçirmişler ve hakkında bir rapor hazırlamışlar:


Bu araçlar 3 farklı tür araç tarafından kontrol edilmişler. En baştan PzKpfw. III tankları kontrol için kullanılmışlar. Sonrasında StuG III Ausf. F veya G tankları ile kontrol edilmişler. Savaş sonlarında ise kontrol Tiger I tankları ile sağlanmaya başlanmış. Tiger I tankları ile kontrol etmenin avantajı; Panzer III veya StuG III kullanıldığında her bir tank sadece 1 tane Borgward IV kontrol edebilirken 1 tane Tiger I ile aynı anda 2 tane Borgward IV kontrol edilebilmesiymiş. Yine Tiger tankları daha yüksek olduğundan araçları gözle takip etmek de kolay oluyormuş.


Bu araçlar bir çok cephede kullanılmışlar. En önemli başarıları 1942 yılında Sivastopol yakınlarındaki çatışmalarda 36 sığınak ve 11 silah yuvasını yok etmeleri olmuş. Bir sonraki başarı haberleri Kursk Savaşı'ndan gelmiş. Savaş esnasında bir AT top yuvasına saldıran Borgward IV 3 tane AT topunu 800 metre uzakta patlayarak yok etmiş. Bir başka Borgward IV saldırı amaçlı olarak gönderildiği T-34/85 tarafından 400 metre ötedeyken fark edilmiş. T-34/85 hızla ilerleyerek Borgward IV'e çarpmış ve o anda oluşan patlama ile yok olmuş. Yine yaklaşık hedeflerin 600-800 metre civarında patlayarak bir çok defalar düşman noktalarını yok ettikleri rapor edilmiş. Yine Kursk Savaşı sırasında Ferdinand'ların geçişini kolaylaştırmaları ile mayın tarlalarında patlatılarak yol açmakta kullanılmışlar.


Bu araçlarda ilgimi çeken nokta uzaktan kumanda sistemiyle kontrol edilmeleri ve televizyon kamerası kullanmaları oldu. O dönemde Almanlar tarafından yapılan çok güzel icatlardan bir tanesi bence bu araç.